1. bölüm oyuncuları;
HATİCE ŞENDİL MUSA UZUNLAR
kapıyı açan orta boylu sagır ve dilsiz bir adamdır.hatice kendinden önce gelen arkadaşından bunu zaten ögrenmişti,ama ögrenmemeiş olsa bile yine de anlardı.uşak dışarı çıkıp kapıyı kapayınca Hatice kendini ürpermekten alamaz,oysa çevresinde kendisi korkutacak titretecek hiçbirşey yoktur.usulca kütüphaneye yaklaşıp kitaplara göz attı,duvarlar boydan boya kitaplarla kaplıydı.ortada bir çalışma masası ve iki adet deri kaplı şık sandelye vardı.hatice kitaplardan birini eline aldı tam kapagını açmıştı ki hafif ama keskin bir patlama oldu,kitabı sanki bilmeden tuttugu bir yılanmış gibi fırlatıp attı
Tam o sırada kapı açıldı,ev sahibi içeri girdi.misafirinin bu korkusu eglendirmişti onu,ama bakışları buz gibi soguktu.yere egidi kitabı aldı.açtı kapagını parçalanan zararsız bombayı göstererek,alaycı bir sesle;
Musa- sizin gibi insanların bana başvurmak zorunda kalmasında şaşılacak bir şey yok.sizin gibileri hep ilginç bulmuşumdur.sizi bu denli korkutan bir şey nasıl oluyor da bu denli çekici olabiliyor,bir türlü anlayamıyorum.
Musa- alt tarafı barut işte…hepsi bu.
Hatice- musa karahan siz misiniz?
Musa- öyle tanınırım.benim için fark etmez ne ad olsa olsun işime gelir.hatice soykan adının sizin işinize geldiği gibi.sizi tanıyorum,sarıay avukatlık bürosunun cevval avukatlarınından birisiniz,bu arada büronun babanıza ait olması ve mesleginizin aile meslegi oldugunu söyleme gerek yok sanırım.
Hatice- tebrik ederim benim hakkımda birçok şey biliyorsunuz,ve eminim ki daha fazlası da var.meger ne kadar güçmüş size ulaşabilmek.bu da gösteriyor ki örgütünüz ustalıkla ve gizlilik içerisinde yürütülüyor.şimdi konumuza gelebilir miyiz?
Musa- tabi ki. Kurallarımızı biliyorsunuz degil mi?bize verilen cinayet siparişini eger o kişinin ortadan kalkması toplum yararına olacaksa kabul edebiliriz
Hatice- peki o kişinin öldürülmesinin toplumsal açıdan haklı olmadıgı sonucuna varırsanız?
Musa- o zaman soruşturma giderlerini karşılamak için paranızın yüzde onunu alır gerisini size iade ederiz.
Hatice- paranın tamamını peşin ödemek zorunda mıyım?
Musa- sözleşmenin kurallarını biliyorsunuz.
Hatice-peki tüm ücretler aynı mı?
Musa- tabi ki hayır,kişinin toplumsal statüsüne göre meblaga da artar.
Hatice- o zaman asla bir cumhurbaşkanını öldürmek istememliyim.
Musa- (gülümser) böyle bir düşünceniz mi var?
Hatice- hayır ama merak ettim,böyle bir talebim olsa nasıl karşılardınız?
Musa- soruşturma açar,varlıgı toplumda imfiale sebeb oluyorsa kabul ederdik
Hatice- peki ya öldürmeyi başaramazsanız?
Musa- bir yıl içerisinde bu işi başaramazsak,o kişiy iöldürmekten vazgeçer size de paranızı yüzde 5 faizle geri öderiz.
Tam 12 yıldır bu işi yapıyoruz,bunun öncesinde de 10 yıl kadar hazırlık ve örgürlenme sürecimiz var.
Hatice- bunları bana anlatmaktan çekinmiyor musunuz?
Musa- ne diye çekineyim,sınırlı bilginin kimseye sakıncası olmaz.hem ikimizde aynı yolun yolcusuyuz.
Hatice-aklım almıyor nasıl olursa sizin gibi bir adam bu katiller çetesinin ele başılıgını yapar
Musa- ona bakılırsa siz de bizden yardım isteyecek birine benzemiyorsunuz.hoşuma giden bir görüntünüz var,güçlü,namuslu,yüreklisiniz.gözleriniz de açıklanması zor,ama insanı yanıltmayan bir yorgunluk okuyorum.bu yalnızca çok bilgili kimselerde görülür
Hatice- sözcüklerin pek önemi yok,ne söylerseniz söyleyin sizin bu girişiminizi yönettiğinizden duydugum şaşkınlıgı degiştiremez
Hatice- peki söyleyecegim ismin kim olursa olsun ahlaksal açıdan haklı olup olmadıgını araştıracak mısınız?yanlış anlamadıysam siz hem yargıç hem de cellatsınız
Musa- cellat mı?hayır.ben asla infaza karışmam bu benim görevim degil.ben işin beyniyim.yalnızca hüküm veririm.tabiki bölgesel planda,7 bölgeye ait 7 farklı sizin tabirinizle yargıcımız var.ve 7 bölgeye yayılmış teşkitamız.ve yine sizin tabirinizle 52 tane celladımız.hepsi de özenle seçilmiş elemanlardır
Hatice- ama bu şirketin kurucusu sizsiniz?
Musa –evet cinayet şirketi benim eserim,ve Marmara bölgesinin yargıcı benim.
Hatice- hiç başarısızlıga ugradıgınız olmadı mı?
Musa-başarısızlıga yol açmayacak şekilde iş görmeye çalışırız.insan aklının yaratabilecegi bir örgüt ne denli kusursuzsa bizde o kadar kusursuzuz.ben bugün yok olsam,işler yine tıkır tıkır devam eder.
Musa- peki artık işimize dönelim,öldürmek istediginiz kişi kim?
Hatice- türk oldugunu sanmıyorum,büyük ihtimalle göçmen.bir profosör,birçok uluslar arası ödülü var,binlerce örgenci yetiştirmiş,yazdıgı kitaplar birçok dünya diline çevrilmiş ve hepsi de best seller,akademik başarılarını saymama gerek yok sanırım.istanbul’da oturuyor.uzun boylu,kır saçlı bir adam.boy agırlık ve yaş bakımından tıpatıp size benziyor
Musa- bem samsun ilinde dogmuşum.bahsettiğiniz kişi nerede dogmuş
Hatice- samsun ilinde.
Musa- öldürülecek kişi benim öyleyse
Hatice- evet,öldürülmesini stediğim kişi musa karahan.
1.Bölüm sonu.
HATİCE ŞENDİL MUSA UZUNLAR
kapıyı açan orta boylu sagır ve dilsiz bir adamdır.hatice kendinden önce gelen arkadaşından bunu zaten ögrenmişti,ama ögrenmemeiş olsa bile yine de anlardı.uşak dışarı çıkıp kapıyı kapayınca Hatice kendini ürpermekten alamaz,oysa çevresinde kendisi korkutacak titretecek hiçbirşey yoktur.usulca kütüphaneye yaklaşıp kitaplara göz attı,duvarlar boydan boya kitaplarla kaplıydı.ortada bir çalışma masası ve iki adet deri kaplı şık sandelye vardı.hatice kitaplardan birini eline aldı tam kapagını açmıştı ki hafif ama keskin bir patlama oldu,kitabı sanki bilmeden tuttugu bir yılanmış gibi fırlatıp attı
Tam o sırada kapı açıldı,ev sahibi içeri girdi.misafirinin bu korkusu eglendirmişti onu,ama bakışları buz gibi soguktu.yere egidi kitabı aldı.açtı kapagını parçalanan zararsız bombayı göstererek,alaycı bir sesle;
Musa- sizin gibi insanların bana başvurmak zorunda kalmasında şaşılacak bir şey yok.sizin gibileri hep ilginç bulmuşumdur.sizi bu denli korkutan bir şey nasıl oluyor da bu denli çekici olabiliyor,bir türlü anlayamıyorum.
Musa- alt tarafı barut işte…hepsi bu.
Hatice- musa karahan siz misiniz?
Musa- öyle tanınırım.benim için fark etmez ne ad olsa olsun işime gelir.hatice soykan adının sizin işinize geldiği gibi.sizi tanıyorum,sarıay avukatlık bürosunun cevval avukatlarınından birisiniz,bu arada büronun babanıza ait olması ve mesleginizin aile meslegi oldugunu söyleme gerek yok sanırım.
Hatice- tebrik ederim benim hakkımda birçok şey biliyorsunuz,ve eminim ki daha fazlası da var.meger ne kadar güçmüş size ulaşabilmek.bu da gösteriyor ki örgütünüz ustalıkla ve gizlilik içerisinde yürütülüyor.şimdi konumuza gelebilir miyiz?
Musa- tabi ki. Kurallarımızı biliyorsunuz degil mi?bize verilen cinayet siparişini eger o kişinin ortadan kalkması toplum yararına olacaksa kabul edebiliriz
Hatice- peki o kişinin öldürülmesinin toplumsal açıdan haklı olmadıgı sonucuna varırsanız?
Musa- o zaman soruşturma giderlerini karşılamak için paranızın yüzde onunu alır gerisini size iade ederiz.
Hatice- paranın tamamını peşin ödemek zorunda mıyım?
Musa- sözleşmenin kurallarını biliyorsunuz.
Hatice-peki tüm ücretler aynı mı?
Musa- tabi ki hayır,kişinin toplumsal statüsüne göre meblaga da artar.
Hatice- o zaman asla bir cumhurbaşkanını öldürmek istememliyim.
Musa- (gülümser) böyle bir düşünceniz mi var?
Hatice- hayır ama merak ettim,böyle bir talebim olsa nasıl karşılardınız?
Musa- soruşturma açar,varlıgı toplumda imfiale sebeb oluyorsa kabul ederdik
Hatice- peki ya öldürmeyi başaramazsanız?
Musa- bir yıl içerisinde bu işi başaramazsak,o kişiy iöldürmekten vazgeçer size de paranızı yüzde 5 faizle geri öderiz.
Tam 12 yıldır bu işi yapıyoruz,bunun öncesinde de 10 yıl kadar hazırlık ve örgürlenme sürecimiz var.
Hatice- bunları bana anlatmaktan çekinmiyor musunuz?
Musa- ne diye çekineyim,sınırlı bilginin kimseye sakıncası olmaz.hem ikimizde aynı yolun yolcusuyuz.
Hatice-aklım almıyor nasıl olursa sizin gibi bir adam bu katiller çetesinin ele başılıgını yapar
Musa- ona bakılırsa siz de bizden yardım isteyecek birine benzemiyorsunuz.hoşuma giden bir görüntünüz var,güçlü,namuslu,yüreklisiniz.gözleriniz de açıklanması zor,ama insanı yanıltmayan bir yorgunluk okuyorum.bu yalnızca çok bilgili kimselerde görülür
Hatice- sözcüklerin pek önemi yok,ne söylerseniz söyleyin sizin bu girişiminizi yönettiğinizden duydugum şaşkınlıgı degiştiremez
Hatice- peki söyleyecegim ismin kim olursa olsun ahlaksal açıdan haklı olup olmadıgını araştıracak mısınız?yanlış anlamadıysam siz hem yargıç hem de cellatsınız
Musa- cellat mı?hayır.ben asla infaza karışmam bu benim görevim degil.ben işin beyniyim.yalnızca hüküm veririm.tabiki bölgesel planda,7 bölgeye ait 7 farklı sizin tabirinizle yargıcımız var.ve 7 bölgeye yayılmış teşkitamız.ve yine sizin tabirinizle 52 tane celladımız.hepsi de özenle seçilmiş elemanlardır
Hatice- ama bu şirketin kurucusu sizsiniz?
Musa –evet cinayet şirketi benim eserim,ve Marmara bölgesinin yargıcı benim.
Hatice- hiç başarısızlıga ugradıgınız olmadı mı?
Musa-başarısızlıga yol açmayacak şekilde iş görmeye çalışırız.insan aklının yaratabilecegi bir örgüt ne denli kusursuzsa bizde o kadar kusursuzuz.ben bugün yok olsam,işler yine tıkır tıkır devam eder.
Musa- peki artık işimize dönelim,öldürmek istediginiz kişi kim?
Hatice- türk oldugunu sanmıyorum,büyük ihtimalle göçmen.bir profosör,birçok uluslar arası ödülü var,binlerce örgenci yetiştirmiş,yazdıgı kitaplar birçok dünya diline çevrilmiş ve hepsi de best seller,akademik başarılarını saymama gerek yok sanırım.istanbul’da oturuyor.uzun boylu,kır saçlı bir adam.boy agırlık ve yaş bakımından tıpatıp size benziyor
Musa- bem samsun ilinde dogmuşum.bahsettiğiniz kişi nerede dogmuş
Hatice- samsun ilinde.
Musa- öldürülecek kişi benim öyleyse
Hatice- evet,öldürülmesini stediğim kişi musa karahan.
1.Bölüm sonu.