Gitme kal

tmm canim...sorun yok...seni cok iyi anliyerum canim...

ya ben böle mükemmmel bir seneryo görmedim bastan sona soluksuz okudum şahane

cok tesekkür ederim özlemcim, begenmene cok ama cok sevindim

dizikolik demiş ki:cok tesekkür ederim özlemcim, begenmene cok ama cok sevindim

sende ne cevherler varmış öleye ya dewamınu çok bekletme haaaa

yok canim söz verdim carsamba günü devam yaziyorum. Sirf ask mesk yazmiyorum, o yüzden senaryoyu yazarken sorlaniyorum desem yeri var. Her ask mutlu baslayip mutlu bitmez. Askin inisi cikisi vardir, iste bende polat ve ebru da bunu yaziyorum. Onlarin aslinda birbirlerini nasil sevip ama bir yandanda bu ask icin mücadele ettiklerini anlatiyorum...

dizikolik demiş ki:yok canim söz verdim carsamba günü devam yaziyorum. Sirf ask mesk yazmiyorum, o yüzden senaryoyu yazarken sorlaniyorum desem yeri var. Her ask mutlu baslayip mutlu bitmez. Askin inisi cikisi vardir, iste bende polat ve ebru da bunu yaziyorum. Onlarin aslinda birbirlerini nasil sevip ama bir yandanda bu ask icin mücadele ettiklerini anlatiyorum...

fark ettinmi imzamın altındaki yazıyı senin senaryondan çaldım hosuma gitti

evet simdi farkettim, cok hos olmus imzanla birlikte. Cok sevindim...

böle güzel sözler yaz bende çalayım

daha durun , aklimda senaryonun devami icin ne sözler var bi bilseniz....

dizikolik sohbete gel oradan sohbet edelim

hepsini okudum hepsiii birbirinden harika elinize sağlıkkk..

bernnaa devamini cabuk yaz tatlim superr

"zaman ayrılığı vurur…
dipsiz bir sevda yokuşunda…
yanımda kal..bırakma yaban sevdalara…
düşü olmayan acı sonsuzluğa…"

" umut" etmek ne demekti? sadece insanin kafasinda olusturdugu bir hayal mi? Yoksa sedece yapmak istediklerin mi? sadakat`de bir yerde umut etmekmiydi? sadakat, ne menem seydir ki bu sadakat? sadakat sir saklamakmidir? Hayir! Ölüm gibidir sadakat, onun pazarligi olmaz. Ask`ta böyle bir seydi aslinda. Ask söyle anlatilir aslinda. Bos bir kagit, kalem birde silgi. Kagit ömür demek, kalem ile silgi ise benim hayatimi sen yazarsin, sen silersin demek. Sen ne yazarsan güzel, sen ne silersen güzel. Istedigin gibi yasat, istedigin gibi öldür demek. Ask budur iste. Ask karaya vuran rüzgar gibidir....

devami.....

Polat ebru`yu evlenme teklifi ettigi yere götürmüs, ardindan kiz kulesine
Ikiside bank`ta oturuyorlardir

Polat: ( karsidan simitci gelir) Sana simit alayim mi? Istermisin?
Ebru: yok, canim birsey istemiyor
Polat: burda böyle bos bos oturmayi düsünmüyorsun herhalde.
Ebru: o ne demek? yani illa birsey mi almami bekliyorsun simdi?
Polat: öyle birsey demedim. Hani sen istemiyorsun onu anladik ta, belki bebek birsey istiyor
Ebru: karnimda oldugu icin, onun ac yada tok oldugunu ben biliyorum canim, merak etme sen....

Polat ile Ebru birbirlerine sarilmis, asklarinin masumiyetine teslim etmislerdi kendilerini simdi. Taki polat baloncuyu görene kadar


Polat: bir dakika geliyorum....
Ebru: nereye?
POlat: geliyorum simdi, bekle...

POlat: balonlar ne kadar?
Baloncu: tanesi 1 tl abi
Polat: Bugün kac tane sattin?
Baloncu: 10 tane abi, daha satmaya calisiyorum
Polat: iyi o zaman ben hepsini aldim gitti
Baloncu: hepsini mi alacaksin abi?
Polat: ne kadar onu söyle...
Baloncu: 30 Tl

Polat balonlari almis ve tekrardan Ebru`nun yanina gider

Ebru: hepsi yetmez ama....(gülerek)
Polat:ne ye yetmez?
Ebru: ucmana
Polat: Efendim?
Ebru: yani kazik kadar adam hepsini ayni anda aliyorsa baska sebebi olamaz herhalde
Polat :(havali bir sekilde) Belki sevgilime aliyorum
Ebru: sevgilin 5 yasinda o zaman...
belki baskalari da almak istiyordu
POlat: üzgünüm canim ben hepsini aldim
Ebru: ama baskalari bos bir nedenden dolayi almiyor o balonu
Polat:Bos bir nedenden mi? Sen ne biliyorsun ki bu balonlar hakkinda
Ebru: mesela o balonlarin su an bos bir sekilde kocamin elinde oldugunu biliyorum....
Polat: delimisin ebru sen?
Ebru: ya neden deli olayim? O kadar balonu niye aldin hiiii söyle
POlat: sana birsey söylim mi, bu balonlari aldigima simdi o kadar cok mutluyum ki..
Ebru: belli...( gülerek)
Polat: hadi kalk
Ebru: nereye?
Polat: kalk dedim,hadi...

Polat Ebru`yu kaldirir ve o balonlarin asil ne ise yaradigi simdi belli edecektir.

POlat: bak simdi icinden birsey dile?
Ebru: neden?
Polat: ikimizde birsey dileyecegiz, ve sonra bu balonlari sonsuzluga birakacagiz. Hadi dile...
Ebru: tamam


Ikiside gözlerini kapatmis ve iclerinden dilek tutuyorlardir. Aslinda dilek degil umutlarini, hisslerini söylüyorlardir..

Polat: bir tek melekler şahitti gözlerimize!...geceye!…neden yalan zamana esir olmuştum sende?...biliyorum bir avuç mutluluktu, seni bana getiren sadece!...acıtır ya kader!...gün gelir soracaksın belki de; “seni bana ne getirdi” diye!


Ebru ise icinden sunlari söylüyordur " bir melek vardı masallarımda…seni getirdi!, geride bıraktığın aşkınla!
sen dualarıma mahzar oldun her gece!
şimdi sensizlik bedel, günahla yıkanmış sevdaya!
her aşk ardına saklar acısını ya! ben acılara sarıldım!...
sen yanımda olmayınca! Nolur gitme benden, birakma su tuttugun elleri"

ve ikiside balonlari sonsuzluga ugurlar, onlarin askinda oldugu gibi



devami sonra...

Super olmus...Ellerini saglik canim benim...

devami....

" gözlerimi kapamayacağım bu gece
bilmezsin sen
aşkından artakalandı rüyaların
ben hiç uyumadım senden önce
olur ya belki bırakır gidersin diye
her sabah akşamdan kalma bir umuda gözlerimi açtım
sen bilmezsin,anlatamadım
bende esir hala rüyaların
düşler yetmez yasaklım
ne olur gitme
gözlerimi kapamayacağım bu gece"


Polat ve Ebru evin önüne gelmis, kapidadirlar artik. Salonda konusma devam eder...

Ebru: ne güzel geceydi. Keske hic bitmeseydi.
Polat: Valla hasta olacaksin Ebru. ( Ebru ince giyinmistir ve polat onun hasta olacagi endisesine kapilmistir)
Ebru:hastayim zaten ( ikiside güler)Ama yanlis anlasilmasin bak, sana hasta degilim. Sen simdi böyle anlarsin. Kendini begeniyorsun ya?
Polat: O nerden cikti simdi....
Ebru: anladin sen anladin....


Ikiside tam yatak odasindan icer girmek ister, vakat ikisi ayni zamanda kapinin önünde dikiltikleri icin bu is hicte kolay olmayacaktir....

Polat: iyi geceler
Ebru:artik bu konuyu keselim mi? oyun mu oynuyorsun ya burda
Polat:En azindan sen oynuyorsun.Ama bence gerek yok artik komik oluyor. Ikimizde bu kapidan icer girmek istiyoruz bu cok acik.
Ebru: kendi hesabina konus
Polat:Bu numaralar sana hic yakismiyor ama ebru
Ebru: begenmediyse denistiririz sorun degil
Polat: iyi istersen kapinin önünde uyuyalim bugün?
Ebru: benim yatakta uyuyacagim kesin ama seni bilemem
Polat: bu konu cok uzadi artik, hadi cekilde girelim su kapidan
Ebru: bana diyene kadar sen cekilsen ya
Polat: Ebruuuuuuuuu
Ebru: gömlegine naptin? ( polati oyuna getirir. Polat leke oldugunu sanaraka gömlegine bakar, tabi o sirada ebru coktan girmistir kapidan)
Polat: ebruuuu
Ebru: noldu, ayyyyyy ben yanlis görmüsüm, leke var sandim da
POlat: sen var ya, tam bir bas belasisin...


devami sonra....

Ebru: iyi geceler

Ay hartika...Devam,devam,devam...

Her yeni gün yeni hayat demektir, cünkü nefes alabiliyorsak umut var demektir...

Umudun tam bitti yerde aslinda yeni hayatlar baslar, yeni hikayaler....
Bu sadece soluksuz bir askin hiyakesini anlatiyordu. Aska sürgün etmis iki asigi. ....


Polat sabah kalktiginda belkide hayatinin en büyük hatasini yapacakti. Ebru`ya aldigi cicekleri atmisti cöpe soldugu icin.... ve belkide aci gercek simdi ortaya cikacakti,kapanmamis yaralar merhem arayacak, karanlikta bogulan asklar isik isteyecekti....


Ebru sabah kalktiginda cicekleri bulamamis ve ne yapacagini bilememisti. Aklina getirdigi seyin gercek oldugunu düsünmek bile istemiyordu icinden...

Ebru: Polttttt
Polat: ne var Ebru
Ebru: ciceklerim nerde?
POlat: ne cicekleri?
Ebru: bir daha sormak istemiyorum, ciceklerim nerde?
Polat: attim ben onlari....
Ebru: naptin naptin...
Polat: solmuslardi, bende attim
Ebru: bana sormadan nasil böyle birsey yaparsin. cevap ver bana, neden attin? (sinirli bir sekilde konusuyordur)
Polat: bu kadar istiyorsan alirim yine
Ebru: ben yenisi degil onlar istiyorum....
Polat: Cok büyütüyorsun ama, tamam. Alacagim yenisi
Ebru: anlamiyorsun demi, hic anlamadin da zaten....
Polat: sabah sabah cicek yüzünden kavga etmek istemiyorum
Ebru: ben etmek istiyorum ama, neden attin?
Nasil böyle birsey yapabildin?
Polat: Ebruuuu
Ebru: Evlendigimizden beri o bana aldigin ilk cicekti. Bana aldigin ilk gül!
Polat: ben...
Ebru: ( agliyordur, ilk gözagrisi olan o cicekler vaso degil bir cöpün icindeyki artik. Sinirleri hüzne dönüsmütü) O ciceklerin sirri`ni söyledin bana...Inandim!!! ( ela gözlerinden akmaya baslar bir gül suyu gibi o masum yaslar)Onlarin anlami vardi anliyormusun. Bir anlami vardi Polat!
Polat: bu kadar üzülecegini bilseydim...
Ebru: bilseydin neeeee? Sen o cicekler ile birlikte sevgini de cöpe attin Polat. Hem sevgini, hem beni, hemde o sirri. Cöpe attin!!!
O kadar büyüktü ki onun anlami...... Ben o cicekler her baktigimda seni gördüm. Seni hissettim. O sirri düsüntükce bir nefes kadar kayin oldun bana.
Ama simdi hepsini sildin attin. Bir bos cöpün icine.....


Polat daha fazla tartismak istemedigi icin evden ciktigi gibi ofise gider. Icten ice oda üzülmüstür aslinda bu yaptigina. Simdi daha iyi anliyordu Ebru`yu. Arabada düsünüyordu ebru`nun evde söyledikleri....
Yapilan hatalar affedilirmiydi? Peki ya affedilse bile unutulurmuydu? Hayir! Ne olursan ol, ne yaparsan yap, neysen kimsen o sundur. Ne yaptiklarin unutulur, neden yapacaklarin. Polat kendince bir hata yapmisti, bilincindeydi ama icinde o "unutulacak mi" kuskusu yiyip bitiriyordu onu. O cicekler ile birlikte sevgisini de mi gercekten cöpe atmisti? Bilemiyordu. Ebru`nun kalbine giden bu ask yolu o ciceklerden mi geciyordu? Olabilirmiydi ki? Bunlari düsünüyordu icten ice....

belkide Polati su cümleler anlatiyordu

"gidersen ne kalir
geriye benden...
sucluyum...
affetsen de gecmedim...
gecemedim
kirik sevgilerden...
gitme...kal gönlümde...
koyma beni yalan gözlere..."


Ebru yatak odasina gitmis, simdi o bos olan vaso`ya bakiyordu.Sabah masada söyledikleri öfkesinden mi cikmisti agzindan, yoksa kalbi diline vurdugu icin mi? " sen o cicekler ile birlikte sevginide cöpe attin" ne demekti ki bu simdi? O cicekler varken seni seviyordum mu? Yoksa bana olan sevginin ihanetimi? Hangisiydi?....

Bos bir vaso kalmisti artik o güllerin yerine. Bos kalan kalbler. Askin siginagi olan o sir cöpe atilmisti. oysa ne de mutlu etmisti o solan cicekler ebru`yu. Icinde bir bahar aciyordu sanki. Her sabah gözü gibi bakiyodu onlara. sanki cicekler ile degilde Polat ile konusuyordu.... Gözleride o bos vaso`yu gördükce cikan dalga gibi yaslar bir dokunmada sel olacakti sanki....

O boslugu bir an doldura bilmek icin düsündü önce. Ama yapamadi. Yok olan güller geri gelmeyecekti sonucta, biliyordu bunu. Vaso`yu aldigi gibi yatak odasinin balkonundan ati verdi bosluga, tipki sallantida olan bu ask gibi....
Kirik cam parcalarina bakar sunlari söylüyordu

" Ben seni sevdim...
Anladimki kederlerden ölüm sectim
Ne zaman ki seni görsem...
Ne zaman ki gözlerime düssen...
aglarim...
Ben seni sevdim...
gözyasima hesap sorarim...
olmicaksin ya... kalsan da bende...
ölümdür diger yanim..."


artik hersey bu kirik cam parcasi gibi olacakti. Yiki dökük bir ask hikayesi vardi simdi yarim kalan....


devami sonra...

Devamini sabirsizlikla bekliyerum cicim...

cok guzel olmus ellerine saglik hayatim devamini cabuk yazarsann sevinirim

parcalanmis kalbler vardi artik geriye kalan. Kirik dökük cam parcalari vardi yürekleri yaralayan. Her sitem, kanayan yaraya melhem oldu diye beklerken oysa farkinda olmadan o kanayan yarayi daha da desiyorlardi.
En derine indikce bu aci, kan daha fazla akiyordu....tipki dinmek bilmeyen bu gözyasi gibi.....


Ebru vaso`yu kirmis ve simdi parcalanmis olan o güzel seye bakiyordu.
Bir an düsündü " ya simdi? " Evet, simdi ne olacakti ki.....?

Polat ofis`dedir. Yaptigi seyin bilincinde ve pismanligi ile yüzlesiyordur simdi. Bir insan baskasinin olan seyi alma hakkina sahipmiydi?
Kendini af ettirebilmek icin ayni gülleriden eve yollar....
Ama bilmedigi birsey vardir ki, her yapilan cezasiz kalmaz. Kalmamaliydi da zaten. Polat`da bunu bilmek istiyordu bir yerde, acaba nasil cekecekti cezasini?

kapi caliyordur....

Cicekci: Merhaba, Bu cicekler size geldi
Ebru: iyi, aldigin yere geri götür o zaman. Eminin sahibi verecek baska kisi bulmustur
Cicekci: Ama efedim, Polat bey dedi ki....
Ebru: Bana ne! Ne dediyse dedi. Söyle ona ISTEMIYORUM.... ( ve kapiyi kapatir)

Polat aksam eve geldiginde cicekci cocugun gönderdigi cicekleri bu defa kendi getirir.
Ebru balkon kapisinin önünde durmus uzaklara daliyordur...


Polat:( yanina gider) neden bugün sana yolladigim cicekleri geri yolladin?
Ebru: bu konuyu konusmak istemiyorum. Tamam attin bitti iste, daha ne?
Polat: cok uzatmadin mi bu konuyu?
Ebru: ( polata bakarak) sen bu`sun iste. Zayif, dugusuzun birisin. Hic bir anlami yoktu demi senin icin o güllerin? Tabi olmaz, allah bilir Elife her gün YOLLUYORDUN!
Polat: sürekli elifi bahana etme bana ebruuu.
Ebru: evlendigimiz günden beri islerin yolunda gitmiyor. Evliligimizde ayni. Hayatinda bir kere bana SENI SEVIYORUM dedin, onu da ben sana söyledigim icin. Ilk cümlen, ilk aldigin hediye, bunlarin hepsinin anlami vardi benim icin. Anilari vardi. Senin icin sadece bir gül olabilirdi, ama benim icin o güller "sen" demekti. Sana baglanmak demekti... Seni hatirliyorum demekti anliyormusun?
Polat: sinirin gecmemis anlasilan, hala kirginsin.....
Ebru: ( daha da cok sinirlenmistir simdi. Polatin vurdum duymaz davranislari ebruyu daha da yipratiyordu. Masanin üzerine olan bardagi alip yere firlatmisti simdi) hala kirginmiyim? Hiiiiiii inanmiyorum ya demek hala kirginim.... bak bu bardak`ta kirildi. Düzelte biliyormusun? Söyle? Ne zaman bu bardagi yapistirip bir araya getirdin, öyle cik karsima. Belki o zaman daha iyi anlarsin......

Ve yatak odasina gider...


aksam eve ömer baba ve nazife anne de gelir....
Ebru hala yatak odasinda uyuyordur, o yüzden polat karsilar ikisini....


Nazife anne: Ebru kizim nerde?
Polat: uyuyor anne
Ömer baba: yürü hanim, burda mi dikilecekin.

herkes oturur...

Ömer baba: biraz konusalim mi evladim?
Polat: hangi konu hakkinda baba?
Ömer baba: evliliginiz hakkinda...

nazife anne: aaaaa kizim da uyandi
Ebru: anne, baba. Keske haber verseydiniz...
Nazife anne: birsey olmaz kizim.

Ömer baba polati bir köseye cekmis konusuyordur simdi...

Ömer baba: seni dinliyorum evladim
Polat: ne anlatayim baba
Ömer baba: ne istiyorsan onu anlat evladim.... anlat ki kalbinin sesi diline hüküm etmesin
Polat: bilmiyorum baba. Cok yorgunum artik. Onca isimin gücümün arasinda nelerle ugrasiyorum
Ömer baba: ugrasacaksin tabi. Sen evliligi ne zanettin. Oynadik bitti, buraya kadar mi? sandin?
Polat: birde benim tarafimdan bak baba. Ne yapsam olmuyor
Ömer baba: ilgilenseydin sende
Polat: yapma baba. Sanki durumumu bilmiyorsun
Ömer baba: Sen karinin kalbine nüfus edemediysen kizcagiz ne yapsin?
Polat: Ebru`nun kalbine zaten hersey girmis; öfke; ask; gurur; bir ben girememisim!!!

Ebru gelir simdi: cay yaptim ömer baba
Ömer baba: geliyoruz kizim

herkes bir yerdedir artik. Ilk defa bu yarim kalan hikaye bosluk ariyordu simdi.

Ömer baba anlatmaya baslar lafin ucunu ikisine doktundurarak
"Deli ile akillinin arasindaki fark ne biliyormusunuz? Deli aslinda herseyin farkindadir, ama hic birseye aldiris etmez, cünkü bilir, kafaya taktigi zaman o onu yiyip bitirir. O aslinda hayata isyan eder davranislariyla. Akilli ise herseyi kendi penceresinden görür. O gercekler ile ayna gibi yüzlesir.
Delinin biri birgün hastanede tedavi görüyormus. Doktorlar onu ilac ile tedavi etmeyi deniyormus. Deli bu isin böyle gitmeyecegini anlayinca baslamis oynamaya. Bakmis ki bu ona iyi geliyor, hergün kendini oyuna vermis. Aradan bir hafta gecmis.Ayni hastaneye baska bir adam yatmis. Adam o kadar dertliymis ki, kimseyle konusmuyormus. Deli bunu fark edince oynaya oynaya gitmis yanina. Deli sormus " neyir var?"
Akilli cevap vermis" isyerim iflas etti, borclari ödeyemedim. Herkes terk etti beni.Bak bugün bayram ama ben nerdeyim, Hastanede!
Deli tekrar sormus" bu yüzden mi burdasin?"
Akilli ferdat etmeye devam etmis:" is yerinin kapisina mühür vurdular. Zengin iken fakir oldum. Kimse yüzüme bakmiyor.Sinir krizi gecirdim diye buraya attilar beni. Ben deli degilim.."
Deli gülmüs " delisin, delisin..."
Akilli saskin bir ifade ile sinirli bir sekilde:" ben deli degilim. Deli sana derler. Su haline bak, oynanip duruyorsun. Sensin deli." Akilli bir süre durduktan sonra sormus tekrar deliye " bayramin bugün son günü, gelenin gidenin yok mu?"
Deli gülerek cevap vermis " deliye hergün bayram. Ben yillardir burdayim, keyfim yerinde. Senin gibileri cok gördüm.Sende deli ol, takma kafaya herseyi bak birseyin kalmaz."
Deli ayrilmis akillinin yanindan. Ayni günün aksami akillinin karisi ziyarete gelmis " nasil oldun bey? Ilaclarini aliyormusun?
Akilli cevap vermis " hayatimda hic iyi olmadigim kadar iyiyim. 3 ögün yemek veriyorlar, sicak yatagimda var, arkadas desen dolu, daha ne isterim...."


Hikayesini bitirdikten sonra ebru ve polata döner simdi
" hayata sadece kendi pencerenizden bakmayin, belki sizi göremeyenler olur sonra..."


Polat ve Ebru göz göze gelirler simdi. Simdi ödenmemis bu askin vade ödeme zamaniydi. Simdi birleri icin atan bu kalbin daha fazla atmasi icin mücadele etme zamaniydi....


devami sonra...

cok cok cok cok mukemmel olmus cnm devamini kesinlikle bekliyorum sabaha kadar okurum gerekirse

devami....

aslinda Polat ile ebru göz göze bakarken ömer baba anlamisti aslinda herseyi. Aralarinda ask`tan ziyade onun büyüklügü kadar da gurur vardi. Esitti yani ask ve gurur. Ama hangisinin kazanacagini ise bu iki asik verecekti simdi.


Ömer baba iste bunu onlara anlatabilmek icin özgün hikayelerinden birine devam ediyordu simdi, ama bu defa baska bir pencereden anlatarak.....

ömer baba" iki hasta bir doktora gitmis. Doktor sormus hastaya " neyin var?" Hasta cevap vermis " her yerim agriyor doktor bey. Doktundugum yer her aciyor" Doktor siradan birseyi oldugunu sanarak hastaya " bir röntgen cektirelim, ondan sonra bakariz bir caresine" Öteki hasta gülmeye baslamis. Doktor buna bozularak sormus:" niye gülüyorsun, görmüyormusun adam hasta" Hasta gülerek cevap vermis " Adam hasta degil" Doktor kaldirmis basini ve sinirlenerek cevap vermis " senmisin doktor yoksa ben mi? Adam hasta her yeri agriyor görmüyormusun?" Ilk hasta saskin bir halde etrafina bakarak öteki hastaya " yahu niye gülüyorsun, benim burda canim yaniyor" Diger hasta ciddi bir sekilde oturmus ve hem doktora hemde diger hastaya cevap vermis " bunun nesi var bilmek istiyormusun, ben sana söyleyeyim. Doktor ciddi bir yüz ifadesiyle " söyle bakalim cok merak ettim" demis. Hasta anlatmaya baslamis" bu diyor yakarnima elliyorum karnim agriyor, kafama elliyorum kafam aciyor" Doktor " eeee saadete gel" hasta devam etmis" onun aslinda parmagi kirik. Parmagi kirik oldugundan doktundugu her yeri agriyor, aciyor gibi geliyor ona. Inanmiyorsan bak parmagina"Doktor saskin bir sekilde" uzat bakayim parmagini" demis. Hasta elini vermis. Doktor kirik oldugu parmaga bakarken, hasta ver yansin etmis. Doktor dönerek öteki hastaya " nerden bildin". Hasta cevap vermis " her insan kirilgandir, kirilir, incinir, ama bunu herkes görmez. Daha hastanin neyi oldugunu bilmeden baska bir hastalik var mi diye bakiyorsun.Eger o gören gözlerin ile böyle devam edersen, yakinsa hic birseyi göremezsin...."

Ömer baba devam ediyordur sözlerine" siz birbirinizin hastaligini daha ögrenememissiniz. Böyle birbirinize doktundunuz mu caniniz yanar....."


ve simdi anlamislardir ikiside; her askin bedeli vardir; hükmü ise mahkum olmak`tir.


devami sonra...

cok guzel de keske biraz daha uzun olsaymis ama senide anliyorum bernacim boyle gusel yazmak kolay degil...

hic sordunuz mu kendinize,hayatiniz nereye dogru yol aliyor diye? Kazanmak güzel degil mi? Kazanmak daha fazlasini istemek demek, ya kaybetmek? Kaybetmek ne demek, teslim olmak mi? Yoksa sesizlige gömülmek mi?

o geceden sonra ebru bir köseye oturmus, polat bir köseye. Uzun süreli bir sesizlik baslamisti artik. Her ikiside ömer babanin anlattigi hikayeden kendilerine pay cikartiyorlar simdi. Ama tek bir farkla. Onlar hikayede kendilerini kahramanlarin yerine koymuyorlardi, sadece bir terazide hem kendilerini hemde ask ve gururu ölcüyorlardi simdi.

Polat bir kösede oturmus icindeki adaleti kalbine vuruyordu simdi
"bir tanem!
sabahı bekledim saatlerce…ama ya sonra? Sen yoksun ya şimdi…korktum! Belki sabah olmaz diye…olsa da sen yoksun diye…
Birakma beni Ebru, birakma bizi ellere. Bir buhulu gözlere kilitlendi su kalbim. Ahim olsun su ask-i diyara...."

Ebru ise ayni sekilde bir kenara oturmus oda yüreginin adaletini sorguluyordu icten ice "duvarlara gömdüm yalnızlığımı hüzün akşamlarında…yeminliyim yeminliyim sana!...biliyorum sen de döneceksin!...
ama bulur musun bir ben daha?...yeminliyim!...güneşe çıktığımda ağlatan aşkına…yeminliyim!... bir mahzun veda ya!
Tuttugun el, elim olsun, askin yüregimde lal olsun. Birakma beni... sakin birakma nolur..."


Ve sesizlik kendini geri ceker. Ayni zamanda yagmur yagiyordur ve gök gürülüyordur. Belki onlarin askini konusuyordu bulutlar. Yildirim düsüyordu artik bu sessizligin üzerine.....

Polat: ben disari cikiyorum....
Ebru:( sadece bogazina dügümlenen cümleleri söyleyemedigi icin gözlerinden akan yaslari da silmek istemiyordu simdi.)

Polat hazirlanmis evden cikmisti artik. Belki de bu gidisin son yolu yoktu ama hikayemizi denistirecek bir imkani vardi.....

Yagmur yagmaya devam ediyor, yildirim cakiyordu bulutlarda....

Ebru hic düsünmeden polatin arkasindan gitmisti. Kapiyi actigindan araba evin önünde duruyordu. Polat ilk defa arabasiz gidiyordu bir yere, hele böyle havada....

Ebru: Gitmeeeeeeeeee

Polat ne oldugunu anlayamamisti arkasini döndü....
Polat:ebru?
Ebru:( aglamaktan gözleri kizarmisti artik) gitmeeeeeeeeeeeeee. Lütfen kallllll


Kisa bir bakismanin ardindan ebru kosarak kendini polatin kollarina ati verdi o yagmurda, simsiki sariliyorlardi simdi

Ebru: özür dilerimmmm, herseyin icin özür dilerimmmmmm. Seni kaybetmek istemiyorum, Polat gitme nolur
Polat ebru`nun sacini oksayarak, eli ile ebrunun yüzünü kaldirmis
" Sana ben hayaller düşler büyüttüm , sana öyle büyük bir ask büyüttüm ki söyleyemedim. Ne bir gün seni sevmekten vazgectim, nede seni kaybetmeyi düsündüm"
Ebru: ( hala agliyordur) Birakma beni, bana simsiki saril ve asla birakma olur mu?
Polat:Sen istemedigin sürece seni asla birakmayacagim...
Ebru: söz ver, bu yagmurun altinda söz ver bana polat, beni asla ama asla birakmayacaksin....
Polat: Su yagmur sahitim olsun ki, sen nefes aldigin sürece, benim oldugun sürece seni aslaaaaaaaaa birakmayacagim....
Ebru: yagmurlar sahitimiz olsun mu o zaman? ( aglayan o kirmizi gözler simdi gülmeye basliyordu kücük bir acan masum tebesüm gibi)
Ebru: ben....

Polat elini ebrunun dudagina koymus " sakin bir kelime daha deme" der, ve kücük bir buse kondurur ebru`nun dudagina.
Polat: böyle mi ciktin sen disari?
Ebru: ben.... yani sen gidince dayanamdim.
Polat: üsüteceksin...
Ebru: ben sensiz gecen her gece üsüyorum zaten....

öyle bir büyük yildirim cakar ki simdi...
Polat: burda kalmaya devam edersek yildirim bizi de carpacak....
Ebru: carpsin ( gülerek), beraber ölürüz ne güzel
Polat: ebruuuuu. Ben kizimi kucagima almadan ölmeyi düsünmüyorum...
Ebru: kizim derken? kiz olacagi ne malum, belki oglum olacak
Polat: ben hissediyorum kiz

tekrar simsek cakar
Polat: bak, bulutlar bile öyle diyor, kesin kiz ( gülerek)
Ebru: daha fazla burda kalirsak soguktan ölecegiz


devami sonra....